14. yüzyılda yazdığı İlahi Komedya’da uyku dolu ve yorgun bir vücudu betimleyerek başlayan Dante Alighieri, kitap boyunca gördüğü kuvvetli rüyalarını ve kısa uykularını anlatır.
Kitabın bir bölümünde Dante, dinlenmiş gözlerle uyandığını anlatırken, bir diğer bölümde ise duygularına yenilerek, yere ölü gibi düştüğünü betimler.
The Guardian‘ın haberine göre, Bologna Üniversitesi Biomedikal ve Nöromotor Bilimleri Bölümü’nden akedemisyen Guiseppe Plazzi, betimlemelerine bakıldığında Floransalı şairin uyku hastalığından muzdarip olmuş olabileceğini ileri sürerek, “Altı yüzyıl önce yazılan ilk bilimsel rapor olduğunu iddia ettiğim, otobiyografi özelliği taşıyan yazınsal çalışmasında Dante, narkolepsi ve katapleksiyi tarif etmiştir” diye açıkladı.
Plazzi, “Dante’nin uykularının, rüyalarının, halüsilasyonlarının ve düşüşlerinin hepsine bakıldığında, hayat boyu süren patolojik bir özelliğe ipucu verdiğini ve Dante’nin az rastlanan merkezi sinir sistemi rahatsızlığı hipersomniye sahip olduğu, mantıklı bir hipotez olarak gözüküyor” dedi.
Plazzi’ye göre, Dante’nin cehennem, araf ve cennete yaptığı yolculuğunu anlattığı destansı şiirinde, bu iki rahatsızlığa dair semptomlar görülebiliyor. Plazzi, Dante’nin “ani rüya-uyanma geçişleri, kısa ve yenileyici kestirmeler, görü ve halüsilasyonlar, bilinçsiz davranışlar, kas güçsüzlüğü nöbetleri ve güçlü duygular yüzünden tetiklenen düşüşler” yaşadığını belirtti.
Fransız bilim insanı Jean Baptiste Gélineau tarafından 1880 yılında ilk kez adlandırılan narkolepsi, beynin uyku yapısını idare edememesinden kaynaklanan sinirsel bir rahatsızlık. Narkolepsi insanlarda dengesiz gece uykularına, gün boyunca uykulu hissetmelerine ve bazen aniden düşmelerine neden olabiliyor.
Çeviri: Varsan Çekiç